10 Ekim 2015 Cumartesi

Beni Yakma (Shatter Me #3) - Tahereh Mafi | YORUM

 
| tanıtım |

Omega Noktası'nın kaderi belirsiz. Juliette'nin tüm dostları hatta tanıdığı herkes, ölmüş olabilir. Savaş daha başlamadan bitebilir. Juliette, Yeniden Kuruluş'un önündeki tek engel. Kendisi hayatta kalmayı başarabilirse Yeniden Kuruluş'un var olamayacağını biliyor. Ama Yeniden Kuruluş'u yıkmak ve az kalsın canını alacak olan adamı ortadan kaldırmak için Juliette'in aklının ucundan bile geçmeyen birinin yardımına ihtiyacı var: Bu kişi Warner.

Düşmanlarını yok etmek için birlikte mücadele ederlerken, Juliette bildiğini sandığı her şeyin -Warner, yetenekleri ve Adam- yanlış olduğunu da keşfediyor.Tahereh Mafi'nin Beni Bırakma ve Bana Dokunma kitaplarıyla başlayan Juliette'in macerası Beni Yakma ile tehlikeli, romantik, macera dolu ve şok edici bir zirveye ulaşıyor!

~~~
Herkese merhaba!
 
Bir serinin daha sonuna gelmiş bulunmaktayım. Onun buruk sevinciyle yazacağım bu yorumu. :( Ayrıca serinin genel yorumu gibi bir şey de olacak diğer kitapları daha önce yorumlamadığım için.

| yorum |
 
Ah ah... Ne seriydi be? İlk kitabını okuduğumda yazarın diline bayılmıştım. Daha önce okumadığım için de kendime kızmıştım. İlk kitabındaki o heyecanımı diğer iki kitapta bulabildim mi diye soruyorum şimdi kendime. Beni Bırakma ve Beni Yakma'yı okurken hep daha fazla şey bekledim. Tam olarak karşılığını alamadım ama bu seriyi sevmeme engel değil.
 
Serinin ilk kitabı Bana Dokunma diyalogdan çok düşünce içeren bir kitaptı. Ben onu bu yüzden sevdim aslında, bu yüzden etkilendim. Beni Bırakma ise Juliette'in yaşadığını daha fazla hissettiğim bir kitaptı. Pek öyle hareketlilik olan bir kitap değildi. Zaten serilerin ikinci kitapları genelde öyle olur. Beni Yakma, serinin son kitabı olmasından dolayı beklentimin tavan yaptığı kitaptı diyebilirim. Genel anlamda seriyi sevdim ama ilk kitapta okuduğum o güzel dili diğer iki kitapta bulamadım. Gittikçe azaldı ve en sonunda yok oldu sanki.
 
Şimdi biraz Beni Yakma'ya odaklanalım. Bahsetmek istediğim güzel hislerim var. :) Öncelikle biraz karakterlerden bahsetmek istiyorum.

"Kendi zihnime prangalanmış bir mahkumdum.
Sonunda, en sonunda, özgür kalmayı öğrendim."

Juliette, ilk kitapta ona ısınamamıştım çok fazla. İkinci kitapta da bu hislerimin bir kısmı devam etmişti. Ama Beni Yakma'daki Juliette için, tamam dedim bu karakter olmuş.
Kitapta daha kararlı ve özgüvenli bir Juliette okuyoruz. Her zaman kendine güvenen karakterleri daha çok sevmişimdir. Gerçi kurguya göre değişir ama bence Beni Yakma'da tam böyle bir Juliette okumaya ihtiyacımız vardı.

Warner...  Onun hakkında daha fazla şey öğrenip tanıdıkça o gözünüzde mükemmellikten daha üstün bir konuma yerleşiyor bana göre. Zor bir çocukluk ve zor bir yaşam tarzı. Off, aslında onu anlatmak çok zor. Sevdiğim şeylerden bahsederken duygularımı tam olarak ifade edemiyorum. En iyisi siz okuyup Warner ile tanışın ve rüzgarına kapılın. ^_^

Adam, gerçekten bazen aşırı davranışlar sergileyebiliyor. Sanki iki Adam var ve siz hangisinin ne zaman ortaya çıkacağını bilmiyorsunuz. Canı yandığı için can yakan biri o bana göre. Sevemedim. Tüm seride ona hak verdiğim bir yer haricinde onun için hiçbir duygu beslemiyorum. Geçelim lütfen.

Ve gelelim serimizin neşe kaynağına, Kenji... Yahu adam her türlü yüzümde bir gülümseme oluşturmayı başarıyor. Onu sevmemek mümkün değil. O da zor bir çocukluk geçirmiş ama hayat enerjisi ile dolu. İnsan şaşırıyor.

~~~

Kitapta hoşuma giden şeylerden biri Kenji-Juliette diyalogları oldu. Arkadaşlıkları daha güzel ve keyifli bir hal aldı. Daha fazla yakınlaştılar ve aralarında geçen diyaloglar beni fazlasıyla gülümsetti. Herkesin bir Kenji'ye ihtiyacı var.

Bir diğer hoşuma giden şey ise Aaron -ona böyle hitap etmek daha bir hoş- ve Juliette ilişkisi. Sonunda... Yani onları yan yana görmek, aralarında geçen şeyi okumak her zaman keyifliydi ama daha bir harika oldu. :D Seviyorum bu ikiliyi.

 Ve gelelim kitabımızın sonuna... Sanki her şey çok hızlı gelişti. Bir baktım daha fazla sayfa yok, kitap bitmiş. Yani olmasını beklediğim her şey oldu ama yine de böyle bitmemeliydi. Daha farklı bir şeyler bekledim. Kendimi zorlasam evli-mutlu-çocuklu klişesine bağlayacağım şimdi. :D Daha fazla saçmalamadan bitireyim ben bu yorumu.

Ben seriyi okurken keyif aldım. Beni Yakma için de puanım sanırım 4,5 tan 5. (Kendini 5 vermek için baya zorladı.) Tam olarak tatmin etmese de güzel bir seri finaliydi. Veda etmek üzücü. :'( Warner'ı özleyeceğim sanırım ve diğer karakterleri de belki çok az özlerim. Benden bu kadar. Son olarak söylemek istediğim şey: Okuyun bu seriyi!

NOT: Serinin kapaklarından bahsetmeyi unutmuşum. Kapaklarını göz ardı ederek okuyun lütfen.

DİPNOT: Dex'in sayfa kalitesi için diyecek söz yok artık. Sayfaları yırtmadan okuduğum için kendimi tebrik ediyorum. ^^

| alıntı |

"Karanlığın, şu sessiz saatlerin kendine has bir dili var sanırım. Sırlarımızın gizli kalacağı sanısıyla kendimizi en olmayacak zamanda korkunç bir savunmasızlığa bıraktığımız dakikalar bunlar, garip bir rahatlık hissiyle dolduğumuz. Bu karanlığın kalıcı bir örtü olmadığını, er ya da geç güneşin doğacağını unutuyoruz. Aydınlıkta asla dile getiremeyeceğimiz düşünceleri ve duyguları böyle anlarda söyleyivermek kolay."

"Hiçbir silah, kılıç, ordu ya da kral, cümlelerden daha güçlü olamaz. Kılıçlar seni kesip öldürür ama kelimeler iliğine kadar saplanıp kalır ve seni yaşayan bir cesede çevirir, o saplandıkları yerde kanatır da kanatır."
 
"Söylemek istediğim her kelime ete kemiğe bürünüyor bir anda sanki, yere düşüp düşüp ayağa kalkıyorlar. Paragraflar çevremde kol kola girip duvar örüyorlar, her şekilde birbirine eklenmeyi iyi becerir onlar, kaçacak yer bırakmıyorlar bana. Kelimelerin arasındaki boşluklar bedenime tırmanıp ağzımdan içeri, göğsüme doluyorlar. Öyle boş ki içim uçacak gibiyim.
Nefes alıyorum. Bin bir zorlukla."

4.5/5

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder